Takımdaki her pilotun Formula 1 ve / veya dünya dayanıklılık yarışlarında deneyimi bulunuyor. Pilotlardan bazıları eski takım arkadaşı ve bazıları ise günlük yaşamlarında yakın bağlara sahip ya da birlikte antrenman yapıyor. Dayanıklılık yarışları, insan unsurunun ve daha da önemlisi takım ruhunun sadece kazanmak için değil aynı zamanda bitiş çizgisine ulaşmak için de hayati önem taşıdığı ve yoğun çaba gerektiren dünyanın en zorlu motorsporları türü olarak haklı bir üne sahip. Seçilen altı pilot ve yedek / simülatör pilotu 2021 yılı boyunca yeni Hypercar’ın gelişimine aktif olarak katkıda bulunacak ve program şekillenirken PEUGEOT Sport personeli ile birlikte çalışacak. “Projeye dahil olan herkesin birbiriyle olan ilişkinin kalitesi çok önemli.” diyerek sözlerine başlayan Stellantis Motorsport Direktörü Jean-Marc Finot : “Bireysel yarış becerilerinin yanı sıra, pilotları değerlendirirken ve onlarla konuşurken göz önünde bulundurduğumuz ana kriterlerden biri, onların birbirleriyle olan bağları, ekip yaklaşımları ve takımı motive etmek, ileriye götürmeye yardımcı olmak için birlikte çalışma becerileriydi. Sonuç olarak insan faktörü dayanıklılık yarışlarında çok büyük öneme sahip. Ayrıca, bizimle olan bağlılıklarını sadece özgeçmişlerinde bir satır olarak değil, bir öncelik olarak gördüklerinden emin olmak istedik. ”Pilot değerlendirme sürecinde aynı zamanda FIA WEC, ELMS ve IMSA yarışlarındaki performanslar da dikkate alındı. “Son beş yılda düzenlenen tüm dayanıklılık yarışlarının kayıtlarına ve sonuçlarına baktık.” diyen Peugeot Sport WEC Teknik Direktörü Olivier Jansonnie sözlerine şöyle devam etti: “Sadece bireysel sonuçları dikkate almadık. Pilotlardan oluşan son derece uzun listede; hız, istikrar ve güvenilirlik gibi kriterleri de dikkate aldık. Çünkü birbiriyle uyumlu, ama aynı zamanda çok yönlü becerileri olan ve özellikle hibrit başta olmak üzere ürün geliştirme sürecine de katkı sağlayabilecek bir ekibi bir araya getirmek istedik.”