NOSTALJİK TEST

2006 Ferrari 599 GTB Test Sürüşü

2006 yılının Aralık ayında 620 beygir gücündeki Ferrari 599’u İstanbul Park’ta test etmiştim.

Hayatında en çok beğendiğim ve en çok sahip olmak istediğin otomobil markası nedir diye soranlara her zaman tek bir cevabım vardı: Ferrari… Ferrari çocukluğumdan beri hep hayallerimin markası olmuştur. İtalyan otomobillerinin genel sportif havası dışında, özellikle F1’deki teknolojileri yol otomobillerine yansıtması sebebiyle Ferrari hep öne çıkmıştır. Tüm dünyada marka tanınırlığı açısından en çok bilinen isimlerden biri olarak dikkat çeken İtalyan markanın daha önce F430 ve F430 Spider modellerini kullanmıştım. Bu otomobiller ile ilgili test yazılarımı okuyanlar markaya ne kadar hayran olduğumu anlamışlardır. Yayın yönetmenim Edmon Bekyan, GT’nin 3. sayısında Ferrari 599 GTB’yi hem de İstanbul Park’ta test edeceğimi söylediğinde anlık bir şokun ardından havaya uçtum. Böyle muhteşem bir otomobili kullanmanın vereceği kişisel zevkin dışında 599’u Türkiye’de ilk kez test eden dergi olmamız havaya uçmamın bir diğer sebebini oluşturuyordu. Daha önce Türk otomobil basınında F355, F360 Modena ve F430 çeşitli kereler test edilmişti. Ancak markanın en yeni ve şu andaki en iddialı modelinin ilk testi GT dergisine nasip oldu. Dergimizin adı olan Gran Turismo ismiyle bu kadar bağdaşan bir otomobilin ilk testini yapmak da zaten bize yakışırdı. Otomobilin GTB kısaltmasının Gran Turismo Berlinetta olduğunu hatırlatmamda yarar var sanırım… Ferrari 575 Marenello modelinin yerini alan 599 GTB Fiorano ismini markanın efsanevi test pistinden alıyor. İlk olarak 2006 Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Ferrari 599 GTB, 5 yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü. Ferrari geleneğinin en önemli otomobillerinden biri olarak görülen Ferrari 599 GTB markanın seri üretilen en hızlı otomobili ünvanını taşıyor. Ferrari 599 GTB’nin ülkemizdeki satış fiyatı 410.000 Euro. Çeşitli donanımlarla bu fiyat 500.000 Euro’ya kadar yükselebiliyor. Ferrari’nin bu otomobil için Türkiye’ye ayırdığı kontenjan yıllık 2 adet ile sınırlandırılmış. 2006 ve 2007 kontenjanları şimdiden satılmış. Ferrari yetkilileri İtalya ile görüşerek bu rakamı artırmaya çalışıyorlar. 

FERRARI’YE ÖZGÜ MUHTEŞEM TASARIM

Bu otomobili gören birisinin tekrar bakmaması imkansız gibi bir şey. Yerini aldığı Maranello’da çok güzel bir otomobildi ama ona burun kıvıranların sayısı da az değildi. 599’a burun kıvırmak ise imkansız. Otomobile önden baktığınızda çok saldırgan çizgilerle karşılaşıyorsunuz. Yandan ise klasik bir GT otomobil havası hakim. Arkadan bakıldığında ise ilk kez çift yuvarlak stop yerine tek yuvarlak stop kullanıldığını görüyosunuz. Arkada bulunan difüzör, otomobilin F1 teknolojisi ile üretildiğinin kanıtlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Ferrari’ye özgü klasik 5 köşeli yıldız jant tasarımı tasarımın dikkat çeken ayrıntıları arasında yer alıyor. 

340 KM/S HIZA ÇIKIYOR AMA BEKLEDİĞİMDEN KONFORLU

Ferrari 599 GTB’nin iç mekanı beklediğimden daha geniş. 340 km/s hıza çıkabilen bu kadar iddialı bir spor otomobilde iki kişi için bile olsa bu kadar genişlik sunulması beni oldukça şaşırttı. İç mekanda Ferrari’ye özgü geleneksel tasarımın modernlikle birleştirildiği görülüyor. Otomobilin anahtarını kontağa taktıktan sonra motoru yarış otomobillerinde olduğu gibi direksiyon simidinin üzerinden çalıştırıyorsunuz. Direksiyon simidinin sağında ise aktif diferansiyel sisteminin ayar butonu yer alıyor. Direksiyonun arkasında yer alan kollardan F1 otomobilerinde olduğu vites değiştirebiliyorsunuz. İç mekanda benim en çok hoşuma giden özellik direksiyon simidinin üzerinde F1 otomobillerinde olduğu gibi devir arttıkça ilerleyen (Opet reklamlarında yer alan GİTT’i hatırlatan) kırmızı ışıklı gösterge oldu. Gösterge tablosu göze çok hoş geliyor. Ortada sarı renkte büyük devir saati yer alıyor. Solda büyük bir dijital ekran yer alıyor. Çok başarılı bulduğum bu ekrandan yol bilgisayarının çeşitli verileri dışında yağ ısısı, hararet, kronometre ve lastik basıncı bilgilerine  ulaşabiliyorsunuz. Otomobilin sürüş karekterini direksiyonun üstündeki butondan değiştirdikçe bu ekranın renginde de değişiklikler oluyor. En sağda ise 360 km/s’de son bulan hız göstergesi yer alıyor. Orta konsolda radyo-CD çalar ve Klima sisteminin kontrol butonları bulunuyor. Otomobilin iç mekanında yarış otomobillerinde olduğu gibi kevlar kullanılmış. Deri döşeme çok kaliteli. Bu otomobili kullanırken en çok dikkatimi çeken özelliklerden birisi de V12 motora rağmen sakin kullanımlarda iç mekana çok az motor ve yol gürültüsü yansıması oldu. 599 GTB kendisinden beklenmeyecek bir yol konforu sunuyor. Diğer modellerin aksine Ferrari bu otomobili, sakin ve yorulmadan kullanılabilecek şekilde tasarlamış. 320 litrelik bagaj hacmi bu tarz bir otomobilden beklenmeyecek genişlikte.

ENZO’DA KULLANILAN MOTORUN AYNISI

Ferrari 599 GTB’de İtalyan üreticinin 60. yılı için özel olarak ürettiği markanın isim babası Enzo Ferrari adıyla aynı isme sahip Enzo modelinde kullanılan motorun aynısı yer alıyor. F140C kod adlı bu motor, 599’da revize edilmiş haliyle kullanılıyor. Enzo’da arkada bulunan motor 599’da ön aksın arkasına yerleştirilmiş. Burada amaç ağırlık merkezini mümkün olduğu kadar aşağı çekmek. Fiorano’nun motorunda sadece değişken emme subabı kumanda sistemi yer almıyor. Bu yüzden kardeşinden 40 beygir daha az güçlü. Test otomobilimizde V12 silindirli, 5999 cc, 48V bir motor yer alıyordu. Şimdiye kadar kullandığım en güçlü otomobil olan 599’un motoru, 7600 d/d’de 620 beygir güç ve 5600 d/d’de 607 Nm tork üretiyor. Şimdi sıra geldi bu otomobilin en keyifli yanına yani performansına. 1579 kg ağırlığındaki 599 GTB fabrika verilerine göre 0’dan 100 km/s hıza 3.7 saniyede ulaşıyor. Maksimum hızı ise 340 km/s. Bu rakamları kağıt üstünde görmek bile insanı heyecanlandırıyor. Ben bu otomobili İstanbul Park’ta test ettim. Yaşadığım heyecanı siz tahmin edin.

KALKIŞ KONTROL SİSTEMİ DE VAR

599’da daha önce sadece 2005 Subaru Impreza WRC’de rastladığım ve F1 otomobillerinde kullanıldığını bildiğim Launch Control sistemi yer alıyor. Orta konsolda yer alan ve üstünde LC yazan bir buton yardımıyla çalıştırılan sistem otomobili hareketsiz durumdan en kayıpsız şekilde hızlandırmak için kullanılıyor. Launch Control devredeyken yapılan kalkış gerçekten iananılmaz bir zevk yaşatıyor. Bu otomobilin performansını sıradan otomobillerle değilde yarış otomobilleriyle kıyaslıyabilirsiniz. WRC otomobillerden bile daha başarılı hızlanan 599 GTB, aynı zamanda 340 km/s son sürete ulaşıyor ki bu da F1 otomobilleriyle baş edebilecek bir seviye. Bu arada performansdan bahsetmişken otomobilin performanslı kullanımlarda çıkardığı motor sesinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Sakin kullanımlarda sesini belli etmeyen motor hızlandıkça yarışçı bir karektere bürünüyor. Ferrari’nin V12 motor sesleri beni V8’ler kadar heyecanlandırmazdı. Ancak bu otomobil bütün önyargıları yıkmak için yaratılmış sanki. 599 GTB, fabrika verilerine göre 100 km’de ortalama olarak 21.2 litre yakıt tüketiyor. Bu rakam ilk bakışta korkunç gibi görülebilir. Ancak bir otomobile 410 bin euro ödeyen biri bunu umursar mı o da bir soru işareti. 

İSTANBUL PARK’TA BİTMESİNİ İSTEMEDİĞİM TURLAR

Ferrari 599 GTB gibi bir otomobili test etmek için İstanbul Park’tan daha iyi bir yer olamazdı. Arkadan itişli bu kadar güçlü bir otomobilin yol tutuş özelliklerini test etmeye çalışmak gerçekten cesaret istiyor. Bu cesaret ben de fazlasıyla var. “Manettino” adı verilen buton yardımıyla otomobilin sürüş ayarlarını değiştirebildiğinizi daha önce söylemiştim. Bu butonu race konumuna getirip hızlanarak ilk viraja doğru geliyorum. Otomobil beni şaşırtan bir tutunma sergiliyor. Hiçbir tereddüt ve sendeleme yok. Eğer doğru çizgi ile girdiyseniz otomobil size F1 otomobillerini hatırlatan bir tutunma ile yanıt veriyor. Bu kadar uzun, önden motorlu ve güçlü bir otomobilin bu kadar başarılı yol tutması insanı şaşırtıyor. Bunu ancak Ferrari mühendisleri başarırdı diye düşünmeden edemiyorsunuz. Manettino’yu tamamen devre dışı bıraktığınızda ise otomobili bir drift makinesine dönüştürüyorsunuz. Hiçbir çekiş kontrolünün devrede olmadığı bu konumda iş tamamen sizin bilek gücünüze ve kabiliyetinize kalıyor. Ama bir Ferrari’yi bu şekilde kullanmanın zevkini dünyada çok az şeyin vereceğini bildiğimden hemen bu konumda gazlamaya başlıyorum. O andan itibaren kendimi Michael Schumacher gibi hissetmeye başlıyorum. Keşke bu sadece hissetmekle kalmasa da onun kadar yetenekli olsam. Neyse bu kadar hayal yeter. Ben kendi yeteneklerim ve cesaretim çerçevesinde otomobille gidebildiğim kadar hızlı gitmeye çalışıyorum. Otomobilin ne kadar hızlı olduğunu anlatmanız için bir örnek vermek istiyorum. 599 yerini aldığı Maranello’dan aynı pistte 3.5 saniye daha hızlı zaman tutturmuş. Ferrari 599 GTB Fiorano’nun beni en çok etkileyen özelliklerinden biri de gitmesi kadar durması oldu. Otomobil her şartta ve süratte adeta asfalta yapışmış gibi durabiliyor. Bu tip bir frenleme kabiliyeti heralde sadece yarış otomobillerinde olabilir.

HERKES BİR KERE DE OLSA FERRARI KULLANABİLSE

Test bittiği zaman şımarık bir çocuk gibi suratım asıldı ve otomobilden indim. Zaten fotoğraf çekimleri sırasında bir ara içimden acaba kaçsam mı nasılsa beni kimse yakalayamaz diye de geçirdim. Nasılsa Türk Polis Teşkilatı’nda İtalya’da olduğu gibi Lamborghini ekip arabaları bulunmuyordu. İtiraf etmeliyim ki bu otomobil için insan her türlü suçu işleyebilir. Artık mafya babalarına daha yumuşak bir gözle bakmaya başladım. Şaka bir yana bu otomobil gerçekten insanı derinden etkiliyor. Piste gelene kadar İstanbul caddelerinde otomobilin ne kadar dikkat çektiğini söylememe gerek yok heralde. 620 beygir gücünde bir zevk makinesi hem de muhteşem bir tasarımla sunuluyor.  Bir erkek hayattan daha fazla ne ister ki. Türkiye’de şu anda sadece 2 adet bulunan bu otomobil sizdeyken kadınların bütün ilgisinin üzerinizde olması da işin cabası…

Yorum yazın

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

NOSTALJİK TEST

2012 yılında İtalya'da Misano Pisti'nde Audi'nin süper otomobili R8'in Plus versiyonunu kullanmıştım.

NOSTALJİK TEST

2010 yılının haziran ayında makyajlı Mazda6 modelini kullanmak için Barselona'ya gitmiştim. Mazda'nın orta sınıftaki modeli hakkındaki görüşlerimi merak ediyorsanız bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

NOSTALJİK TEST

2008 yılında yeni çıkan Mitsubishi Lancer EVO X’u İspanya-Granada’da test etme fırsatı bulmuşum. Bakalım efsane ralli otomobilinin son yol versiyonu ile ilgili neler dikkatimi...

NOSTALJİK TEST

2008 yılında Renault’un çevre ile ilgili projelerinin tanıtımı için Paris’e gitmiştik. Bütün tanıtım sırasında benim en çok dikkatimi çeken devrim niteliği taşıyan tamamen elektrikle...

Copyright © 2020