Bizi takip edin

Hi, what are you looking for?

HABER

Mercedes’ten Yeni Elektrikli Konsept: EQXX

Mercedes Vision EQXX, 0.17 Cd’lik rüzgar direnci ve 1000 km menzil gibi özellikleriyle markanın gelecekteki elektrikli otomobillerine ışık tutuyor.

Mercedes-Benz, otomotiv mühendisliği kurallar kitabını değiştirerek, elektrikli çağını yeniden hayal eden, yazılımla çalışan bir elektrikli otomobil yaptı. Aynı zamanda, modern lüks ve duygusal saflığın temel Mercedes-Benz ilkelerinin oldukça ilerici bir yorumunu ortaya koyuyor. Ekip, sadece bataryanın boyutunu arttırmak yerine uzun mesafe verimliliğini en üst düzeye çıkartmaya odaklandı. Bu otomobil, otomotiv mühendisliğinin geleceğine ışık tutuyor. MMA adındaki kompakt ve orta boy otomobillere özel yeni nesli Mercedes-Benz Modüler Mimari dahil olmak üzere birçok özellik seri üretime entegre ediliyor. Sadece 18 ayda boş bir kağıttan tamamlanmış araca dönüşen proje; Stuttgart dışında, Formula 1 ve dünyanın dört bir yanındaki start-up’lar, ortaklar ve kurumlardan işbirliği ile tamamlandı.

RÜZGAR DİRENCİ 0.17 CD!

Rüzgar direnci, açık yolda uzun mesafelerde, verimliliğin önündeki en büyük engellerden biri. Aerodinamik sürtünme, menzil üzerinde büyük bir etkiye sahip olabiliyor. Normal bir uzun mesafeli sürüşte, ortalama bir elektrikli araç, batarya kapasitesinin neredeyse üçte ikisini havayla mücadele etmek için kullanıyor. VISON EQXX, 0.17’lik son derece düşük sürtünme katsayısıyla oyunun kurallarını yeniden beliriyor. Mercedes-Benz ekibi, 1937’de W 125, 1938’de 540K Streamliner, 1970’lerde Concept C111 ve güncel EQS’ye kadar gelişmiş aerodinamik tasarım konusunda köklü bir geçmişe sahip. 2015 yılındaki Concept IAA ise VISION EQXX için ilham kaynağı barındıran bir diğer örnek. Tasarım ekibi, Mercedes-Benz tasarım dilinin duyusal saflığını ve bir yol otomobilinin pratikliğini korurken sürtünmeyi azaltan çözümler geliştirmek için gelişmiş dijital modelleme teknikleri kullanarak pasif ve aktif aerodinamik özellikleri VISION EQXX’in gövdesine entegre etti. Önden başlayarak arkaya doğru uzanan akıcı hatlar arka çamurluk bölgesinde güçlü bir omuz çizgisi oluşturuyor. Bu doğal akış, aerodinamik açıdan son derece etkili kuyruk şeklinde keskin bir uç ile son buluyor. Arka ucu kesintisiz bir aydınlatma birimi ile parlak siyah bir panel tamamlıyor. Su damlası şeklindeki arka kısım, tavanın yine akıcı hatlarıyla bütünleşiyor. Geri çekilebilir arka difüzör, tasarım, aerodinamik ve mühendislik arasındaki işbirliğinin güçlü bir örneği ve sadece yüksek hızlarda devreye giriyor. Ön tampondaki hava perdesi/havalandırması, ön tekerleklerin aerodinamik verimliliğini iyileştirmek üzere jantlarla bütünlük sağlıyor. Sistem, gerektiğinde soğutma panjurlarını açarak, ilave soğutma havasını kaput üzerinden yönlendiriyor. Bu, aynaların etrafındaki direnci azaltıyor ve alt gövdeye giden havayı azaltarak sürtünmeyi azaltıyor. Mercedes-Benz, yuvarlanma direncini düşürmek için Bridgestone ile işbirliği yaptı. Turanza Eco lastiklerde hafif ve çevre dostu ENLITEN ve ultra düşük yuvarlanma direnci sağlayan “olojik” teknolojisi kullanılıyor. Lastikler, 20 inç hafif magnezyum jantların kapaklarını tamamlayan aerodinamik olarak optimize edilen yanaklara sahip. 

İÇ MEKANDA DOĞAL MALZEMELER KULLANILMIŞ

VISION EQXX, tamamen yeni ve hafif bir iç tasarım dili kullanıyor. Geleneksel tasarım yaklaşımından ayrışan iç mekan sadeliğe odaklanıyor. Söz konusu yaklaşım karmaşık şekilleri ve geleneksel döşeme öğelerini gereksiz kılıyor. Mantarlardan vegan ipeğe kadar, VISION EQXX’in iç mekanında doğanın etkisi devam ediyor. İç tasarım minimum ağırlıkla maksimum konfor ve tarza odaklanırken, kesinlikle hayvan türevli ürünler içermiyor. İç mekan, dünyanın dört bir yanındaki start-up’lardan elde edilen çok sayıda yenilikçi malzemeye sahip. Kapı kollarındaki AMsilk imzalı Biosteel® elyaf sadece bir örnek ve otomotiv sektöründe bir ilk. Mantarların yer altı köklerine benzeyen miselyumdan üretilen ve ağırlıklı olarak doğada bulunan yenilenebilir bileşenlerden yapıldığı için biyo bazlı sertifikasına sahip olan vegan deri alternatifi “Mylo” ise bir diğer örnek. Bu yeni malzeme, çevreye daha az zarar verecek şekilde tasarlandı ve VISION EQXX’in koltuk minderleri detaylarında kullanılıyor. Deserttex® adındaki hayvansız deri alternatifi, sürdürülebilir biyo-bazlı poliüretan matris ile birleştirilen toz haline getirilmiş kaktüs liflerinden yapılan sürdürülebilir bir materyal ve son derece yumuşak bir yüzeye sahip. Zemin halıları ise yüzde 100 bambu elyafından üretildi. Ayrıca zemin veya kapı döşemelerinde geri dönüştürülmüş Pet şişe atık malzemeler kullanıyor. Bunun dışında tek parça ekranın üst kısmı, kapılar ve tavan döşemesinde yüzde 38 geri dönüştürülmüş Pet’ten yapılmış DINAMICA® ve ayrıca evsel atıklardan yapılan UBQ malzemesi kullanılıyor. Bir yolculuğa çıkarken, yolculuk için yanınızda birinin olması iyidir. Bir seyahat yardımcısı navigasyona yardımcı olabilir, müzik seçiminden sorumlu olabilir veya yol notları tutabilir ve yol boyunca ilgi çekici yerleri veya ilginç bilgileri gösterebilir. Ayrıca sürüş tarzıyla ilgili ipuçları da verebilir. VISION EQXX tüm bunları yerine getirerek sürücüyü destekliyor. VISION EQXX, çok özel grafikler ve uyarlanabilir bir tasarımla benzersiz bir arayüz kullanıma sunuyor. UI (Kullanıcı Arayüzü), gerçek zamanlı grafiklerle sürücünün ihtiyaçlarına anında cevap veriyor ve gerçek dünyayı araca getiren yeni dijital dünyaları mümkün kılıyor. VISION EQXX içindeki kullanıcı arayüzü (UI) ve kullanıcı deneyimi (UX), kullanıcıları son derece duyarlı, akıllı ve yazılım odaklı bir geleceğe götürüyor. Etkileyici görünümü, sezgisel kullanımı ve insan zihniyle uyumlu çalışma prensibiyle ekran, iki A sütunu arasında 47,5 inçlik bir alanı kaplıyor. 8K (7680×660 piksel) çözünürlüğe sahip ince ve hafif LED ekran, sürücü ve yolcuları otomobil ve dışarıdaki dünyayla bağlayan bir portal görevi görüyor ve sürücünün ihtiyaçlarına göre şekil değiştirerek, yolcularla ilgilenerek, yolculuğu lüks bir deneyime dönüştürüyor. Mercedes-Benz ekibi, bu boyuttaki bir ekranda ilk gerçek zamanlı 3D navigasyon sistemini geliştirmek için navigasyon uzmanı NAVIS Automotive Systems inc. (NAVIS-AMS) ile birlikte çalıştı. 3-Boyutlu şehir gösteriminde uydu görünümünden 10 metre kadar sorunsuz yakınlaştırma ve kaydırma işlevleri sunuyor. “Hey Mercedes” sesli asistanının daha da geliştirilmiş hali olan seyahat yardımcısı, Mercedes-Benz mühendisleri ve Sonantic işbirliği ile geliştirildi. Ekip, makine öğrenme işleviyle “Hey Mercedes”e kendine özgü karakterini ve kişiliğini kazandırdı. Etkileyici ve gerçekçi görüntüsü dışında sistem, sürücü ve otomobil arasındaki iletişimin daha doğal ve sezgisel olmasını sağlayarak tamamen yeni bir düzeye ulaştırıyor.

İÇ MEKANDA TEK PARÇA EKRAN KULLANILMIŞ

Tek parça ekran, enerji verimliliği ile dikkat çekiyor. Mini-LED arka aydınlatma, 3.000’in üzerinde karartma bölgesinden oluşuyor. Ekranın belirli bölümleri sadece gerektiğinde güç tüketiyor. Ekran, kendini içeriğin türüne göre uyarlanıyor. Örneğin, bir kentsel alanda, çevredeki binaların görselleştirmesi, yoğun sokaklar arasında yönlendirme sağlamaya yardımcı oluyor. Ancak, otoyolda veya açık yolda, daha net bir genel görünüm sağlamak için ayrıntı düzeyi azalıyor. Sistem ayrıca sürüşü de daha verimli hale getiriyor. Enerji akışından araziye, batarya durumuna ve hatta rüzgarın ve güneşin yönüne ve yoğunluğuna kadar verimlilik asistanı mevcut tüm bilgileri topluyor ve en verimli sürüş tarzını öneriyor. Destek, VISION EQXX’in harita verilerini kullanma ve verimliliği en üst düzeye çıkaracak şekilde sürücüye yardımcı olmak için ileride neler olduğunu tahmin etme yeteneği ile daha da artırılıyor. Arayüzün sadeliği, ilk olarak EQS’de kullanılan ve alt menülerden vazgeçerek sürücü-araç etkileşimini kolaylaştıran “Sıfır Katman” konseptinin daha da geliştirilmiş hali. Sistem, son derece proaktif, tüm işlevlere erişim sağlayan sezgisel bir yakınlaştırma özelliği ile sürücünün ihtiyacı olanı ihtiyacı olduğunda gösteriyor. Ayrıca sürücünün tek seyahat etmesi halinde ekranın yolcu tarafı kapanarak enerji tasarrufuna katkı sağlıyor. VISION EQXX’teki ses sistemi, yüksek enerji verimliliği ile etkileyici bir 4-Boyut deneyimi için UI/UX ile bütünleşiyor. Ses sistemi önemli bir enerji tüketicisi olabilir, bu nedenle Mercedes-Benz mühendisleri, enerji tüketimini en aza indirirken ses deneyimini optimize eden bir çözüm geliştirdi. Toplam hoparlör sayısını azaltmak ve bunları yolculara çok yakın konumlandırmak, sesin kat ettiği mesafeyi önemli ölçüde azaltıyor. Her koltuk başlığına yerleştirilen iki geniş bant hoparlör, her koltukta bir bas uyarıcı ile eşleştiriliyor. VISION EQXX, uyarıcıları normal ses üretimi dışında araç sesleri, dokunsal geri bildirim ve sesli uyarı için kullanıyor. Ayrıca ses sisteminin yerleşimi, enerji tüketimini azaltırken, birden fazla ses bölgesini de mümkün kılıyor. Bunun dışında verimlilik asistanı, önerileri bir dizi sezgisel sesli “ipucu” aracılığıyla sürücüye iletmek için ses sisteminden yararlanıyor.

FORMULA 1 TAKIMIYLA İŞ BİRLİĞİ YAPILMIŞ

Otomobil bir yolculukta, kilometreleri ardında bırakırken sürücü ve yolculara benzersiz bir yolculuk deneyimi yaşatıyor. VISION EQXX’i bu kadar özel yapan şey, uzun yol verimliliği. Yaklaşık 150 kW gücündeki süper verimli elektrikli güç-aktarma sistemi bu olağanüstü uzun mesafe koşucusunun temelini oluşturan gücü ve dayanıklılığı sağlıyor. Başlı başına bir mühendislik şaheseri. Ekip, verimlilik, enerji yoğunluğu ve ileri mühendisliğin kusursuz birleşimine sahip bir elektrikli güç-aktarma sistemi oluşturma hedefiyle yola çıktı yüzde 95 verimlilik hedefine ulaştı. Bu, bataryadaki enerjinin yüzde 95’e kadar tekerleklere ulaşması anlamına geliyor. En verimli içten yanmalı güç-aktarma sisteminde sadece yüzde 30 veya ortalama bir uzun mesafe koşucusunda yaklaşık yüzde 50 olduğu düşünüldüğünde, bu değer daha da anlam kazanıyor. İngiltere’deki Mercedes-AMG Yüksek Performanslı Güç-Aktarma Sistemleri (HPP) Formula 1 uzmanları her kilojul enerjiyi değerlendirmesini çok iyi biliyor. Mercedes-Benz AR-GE, güç-aktarma sistemlerini yeniden tasarlamak ve sistem kayıplarını azaltmak için onlarla el ele çalıştı. VISION EQXX’teki elektrikli güç-aktarma sistemi, yeni nesil silikon karbürlere sahip elektromotor, şanzıman ve güç elektroniğinden oluşan özel bir ünite. Güç elektroniği ünitesi, yakında çıkacak olan Mercedes-AMG Project ONE hiper otomobilindeki üniteyi esas alıyor. Mercedes-Benz ve HPP ekibi, batarya boyutunu artırmak yerine tamamen yeni bir batarya geliştirdi ve 400 Wh/lt’ye yakın olağanüstü bir enerji yoğunluğu elde etti. Bu ileri çözüm, VISION EQXX’in kompakt boyutlarına 100 kWh eviyesinde kullanılabilir enerjiye sahip bir bataryayı sığdırma olanağı sunuyor. Enerji yoğunluğundaki artış, kısmen de olsa anotların kimyasındaki ilerlemeye dayanıyor. Daha yüksek silikon içerikleri ve gelişmiş bileşimler, yaygın olarak kullanılan anotlardan çok daha fazla enerji depolayabiliyor. Enerji yoğunluğuna katkıda bulunan bir diğer özellik, bataryadaki yüksek entegrasyon seviyesi. Mercedes-Benz AR-GE ve HPP tarafından geliştirilen bu platform, hücreler için daha fazla alan yaratırken toplam ağırlığın azaltılmasına yardımcı oldu. OneBox adı verilen elektrikli ve elektronik (EE) bileşenler için bağımsız bölme çözümü, hücreler için alan kazandırırken yine bu çözüm montaj ve sökme avantajı da sağlıyor. OneBox ayrıca, seri üretim elektrikli araçlara kıyasla daha az enerji tüketen bileşenler içeriyor.Olasılıkların sınırlarını zorlamakla görevlendirilen batarya geliştirme ekibi, oldukça yüksek bir voltaj kullanmaya karar verdi. 900 Voltun üzerindeki voltaj, güç elektroniğinin geliştirilmesi noktasında son derece yararlı bir araştırma ortamı sağladı. Ekip çok sayıda değerli veriler toplamayı başardı ve gelecekteki seri üretim için olasılıkları değerlendiriyor. Bataryanın yapısı da verimliliği katkı sağlıyor. Örneğin hafif gövde, Mercedes-AMG HPP ve Mercedes-Grand Prix şasi ortakları tarafından tasarlandı. Gövde, Formula 1’de olduğu gibi karbon-fiber ile güçlendirilmiş şeker kamışı atıklarından elde edilen benzersiz, sürdürülebilir bir kompozit malzemeden üretildi. Batarya ayrıca aktif hücre dengeleme özelliğine sahip. Bu da sürüş anında hücrelerden enerjiyi eşit şekilde çekmek anlamına geliyor ve daha fazla dayanıklılık sağlıyor. Batarya, OneBox dahil yaklaşık 495 kilogram ağırlığa sahip.

1000 KM MENZİL SUNUYOR

Mercedes-Benz mühendis ve tasarımcılarının çabaları ile, dijital simülasyonlara dayanan gerçek yaşam koşullarında, 100 kilometrede 10 kWh’in altında tüketim ve tek bir şarjla 1.000 kilometrenin üzerinde menzil ile kWh başına 9.6 km’nin üzerinde verimlilik ortaya çıkıyor. VISION EQXX’in birçok yardımcı sistemine güç sağlayan elektrik sistemi, tavandaki 117 güneş pilinden enerji sağlıyor. Yüksek voltajlı sistemdeki enerji tüketiminin azaltılmasıyla menzil artıyor. Sistem tek bir günde ve ideal koşullar altında uzun mesafeli yolculuklarda 25 km’ye kadar ek menzil sağlayabiliyor. Güneş enerjisi, iklimlendirme, aydınlatma, bilgi-eğlence sistemi ve diğer yardımcı donanımları besleyen hafif bir lityum-demir-fosfat bataryada depolanıyor. Mercedes-Benz ve ortakları, yüksek voltaj sistemini de şarj etmek için güneş enerjisi kullanmak için çalışıyor. Elektrikli ulaşıma yönelik küresel yolculuk, gelişmiş yazılımlar ve dijital süreçlerle destekleniyor. Artırılmış ve sanal gerçeklik gibi son derece gelişmiş dijital araçlar, zaman alan fiziksel maketlere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Ayrıca, Stuttgart’tan (Almanya) Bangalore’ye (Hindistan) ve Brixworth’ten (İngiltere) Sunnyvale’e (Kaliforniya) kadar dünyanın farklı yerlerinde çalışan farklı noktalardaki ekiplerin eş zamanlı geliştirme çalışmalarını kolaylaştırdı. Yoğun dijitalleşme, rüzgar tünelinde geçirilen süreyi 100 saatten 46’ya indirirken, neredeyse 300.000 km’nin üzerinde test sürüşünün kapsaması anlamına da geliyor. Bu son derece etkili ve verimli dijital geliştirme yaklaşımı, VISION EQXX’teki birçok yeniliğin seri üretime hızla uyarlanabileceğini gösteriyor.

Yorum yazın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

NOSTALJİK TEST

2012 yılında İtalya'da Misano Pisti'nde Audi'nin süper otomobili R8'in Plus versiyonunu kullanmıştım.

NOSTALJİK TEST

2010 yılının haziran ayında makyajlı Mazda6 modelini kullanmak için Barselona'ya gitmiştim. Mazda'nın orta sınıftaki modeli hakkındaki görüşlerimi merak ediyorsanız bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

NOSTALJİK TEST

2008 yılında yeni çıkan Mitsubishi Lancer EVO X’u İspanya-Granada’da test etme fırsatı bulmuşum. Bakalım efsane ralli otomobilinin son yol versiyonu ile ilgili neler dikkatimi...

NOSTALJİK TEST

2008 yılında Renault’un çevre ile ilgili projelerinin tanıtımı için Paris’e gitmiştik. Bütün tanıtım sırasında benim en çok dikkatimi çeken devrim niteliği taşıyan tamamen elektrikle...

Copyright © 2020