Günümüzde otomotiv dünyası 2 tarz motorun istilası altında. Elektrik motorları ve düşük hacimli turbo beslemeli benzinli motorlar. Bizim konumuzla çok alakalı olmadığı için elektrik motorlarını zaten geçiyorum ve standart binek otomobillere de turbo beslemeli motorlar konulmasını günümüz emisyon şartlarını da göz önünde bulundurarak anlayabiliyorum. Ancak süper spor ya da yüksek performanslı otomobil üreten markaların bu kadar çabuk şekilde ve işin kolayına kaçarak turbo motorlara geçmesini anlayamıyorum. Atmosferik motor efsanesi Ferrari bile ürün gamını turbo motorlarla doldurdu. Yanılmıyorsam şu anda güncel olarak satılan sadece 812 Superfast modeli atmosferik bir makineye sahip. Porsche tarafında ise GT3 ve GT3 RS modellerinde turbo kullanılmadığını görüyoruz. Peki atmosferik makineleri neden seviyoruz? Çünkü yüksek devir çeviriyorlar, muhteşem bir ses çıkarıyolar ve gaz tepkileri çok iyi. Dolayısıyla en azından süper spor müşterileri için hala atmosferik makineler yapılabileceğini düşünüyorum.
12.500 DEVİR ÇEVİREBİLEN ATMOSFERİK MAKİNE!
McLaren F1’in dahi yaratıcısı Gordon Murray bu anlamda yine sihrini konuşturmuş ve turbo motorların peşinde koşan rakiplerinin aksine yeni otomobili T50’de 12.100 devir çeviren atmosferik bir makine kullanmış. Cosworth tarafından tamamen sıfırdan geliştirilen 3994 cc hacmindeki atmosferik V12 motor, 655 HP güç ve 467 Nm tork üretiyor. Bu makinenin bence en çekici yanı ise bu gücü 11.500 d/d’de sunuyor olması. Gordon Murray, yaklaşık 180 kg ağırlığında olan bu motorun, trafiğe çıkabilen bir otomobilin kullandığı en hafif V12 motor olduğunu da iddia ediyor.
SADECE 986 KG!
Hafiflik demişken bu otomobilin en önemli özelliklerinden biri de çok hafif olması. Hem şasisi hem de gövdesi karbon fiberden üretilen T50, sadece 986 kg. Gordon Murray, bu otomobili tasarlarken sadece saf sürüş zevkine odaklanmış. O yüzden günümüzdeki süper sporlardan alıştığımızın aksine 6 ileri manuel bir şanzıman seçmiş. Mesela şu anda Ferrari ürün gamında manuel şanzımanlı bir otomobil yer almıyor. Gordon Murray, otomobille ilgili henüz bir performans verisi yayınlamadı. O yüzden aracın performans verileriyle ilgili bir yorum yapamıyoruz. Ancak bu güç ve ağırlık dengesinden iyi rakamlar çıkmasını bekliyoruz.
MCLAREN F1’E ÇOK BENZİYOR
Bu otomobille ilgili Gordon Murray’e yapılan en büyük eleştiri, aracın tasarımının efsanevi McLaren F1’e çok benzediği yönünde oldu. T50’nin öne doğru alçalan ve kısa tutulan kaputu, düşük tutulan omuz çizgisi ve büyük camları gibi birçok detayı F1 modeliyle birebir uyuşuyor. Hatta McLaren F1’de tavanda yer alan hava girişi detayı da bu araçta yer alıyor. Murray bu eleştirilere ” McLaren F1 olabilecek en iyi tasarıma sahipti o yüzden çizgisini çok fazla değiştirmek istemedim” şeklinde cevap verdi. Aracın en çok dikkat çeken yönlerinden biri de arkada yer alan fan oldu. Bu fan 7.000 devire kadar çıkabiliyor ve 48 Volt’luk bir elektrik motorundan güç alıyor. Fan aynı zamanda aktif arka rüzgarlık ve difüzör ile ortak çalışıyor ve aracın yere basma kuvvetini normal sürüşte %50, frenlemede ise %100 oranında artırıyor. Aracın arkasında yer alan bu fanın bir hava türbini gibi çalışabildiği ve araca 50 beygir civarında güç sağlayabildiği de belirtiliyor.
SÜRÜCÜ ORTADA OTURUYOR
Aracın iç mekanına bakıldığı zaman ise sürücünün oturma pozisyonunun aynı McLaren F1’de olduğu gibi kabinin ortasında olduğu görülüyor. Ayrıca aracın koltuğu, direksiyon simidi ve pedalları, aracı satın alacak kişiye göre özel olarak konumlandırılıp o şekilde de üretilebiliyor.
SADECE 100 ADET ÜRETİLECEK
Gordon Murray T50’den sadece 100 adet üretileceği ve bunların her birinin fiyatının 3.1 milyon dolar olacağı da açıklandı. Aracın üretimine 2022’nin başında, teslimatlarına ise 2022’nin sonlarında başlanacağı da belirtildi.