Daha önce İstanbul Park’ta Audi R8 V10 kullanma imkanım olmuştu. Aslında çok da keyif aldığım bir deneyim değildi. Çok kısıtlı bir süre, önde güvenlik aracı eşliğinde kullandığım için, otomobilin dinamiklerini çok anlayamamıştım. Bu yüzden, Rimini’de Misano pistinde gerçekleştirilecek makyajlanmış R8 lansmanı, otomobili daha iyi hissedebilmem açısından çok önemliydi.
MISANO PİSTİ’NDE TURLAR
Pistte 525 HP gücündeki test aracıyla 6 tur atma imkanım oldu. İkisi güvenlik aracı eşliğindeydi. Ancak 4 tur, tamamen Audi R8 ve ben başbaşa kaldık. 4 tur, bir otomobili tanımak için yeterli olmayabilir ama bu turlar sırasında beni yavaşlatmaya çalışan herhangi bir güvenlik önleminin olmaması, yeni otomobille ilgili kafamda fikirler oluşturmaya yetti.
S TRONIC ŞANZIMAN ÇOK HIZLI
Otomobilin en önemli yeniliği, yeni çift kavramalı S tronic şanzımanı. Eski versiyonda kullanılan R tronic şanzımana oranla çok daha hızlı vites değiştirebiliyosunuz. Ayrıca eski şanzımanda vites değişimlerinde yaşanan sert vurma hissi, yeni otomobilde yerini çok akıcı ve sarsıntısız geçişlere bırakmış. Açıkçası bu şanzıman sayesinde pist kullanımlarında kendimi yarış otomobili kullanıyormuşum gibi hissettim. Bu hissi karşılaştırabileceğim deneyimi de aynı gün pistte yaşama fırsatım oldu. 24 saat yarışlarında, Audi R8’in GT versiyonunu kullanan Alman pilot Markus Winkelhock’un yanına oturdum. GT versiyonunun motor gücü sanılanın aksine çok fazla değil. 570 HP güç ve 500 Nm tork üreten bir makinesi var. Ancak standart modelden ayrıldığı en önemli nokta hafifliği. Yol versiyonuna göre yaklaşık 300 kg civarında daha hafif olması otomobilin çok daha hızlı olmasını sağlıyor. Ancak vites değişimlerinde yaşanan his standart versiyonla aynı. Bunu bizim kullandığımız şanzımanın ne kadar kabiliyetli olduğunu anlamanız için anlattım. Bu arada Markus’un o bir turda bana yaşattıklarından da bahsetmem lazım. Pitten çıktıktan sonra ilk hızlanmada içimin çekildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ama hızlanma hissine alışıyorsunuz. Asıl şok edici özellik fren kabiliyeti. Markus çok geç ve sert fren yapıyor. Ancak otomobilin hem bu fren sırasında çizgisi bozulmuyor hem de neredeyse olduğu yere yapışıyor. Bu arada Misano Pisti’nin en hızlı noktasında ne zaman fren yapacak diye beklerken ayağını gazdan kaldırmadan döndüğümüz virajı da unutmam imkansız.
0-100 KM/S 3.5 SANİYE!
Neyse biz yol versiyonuna dönelim. Pistte atılan turların ardından Rimini civarında ki güzel yollarda kullanmak üzere R8 V10 Plus’un direksiyonuna oturuyorum. Plus versiyon, 25 HP daha fazla güçlü ve 550 HP güç üretiyor. 0-100 km/s hızlanmasını 3.5 saniyede tamamlıyor. Maksimum hızı ise 317 km/s. Rakamlar gerçekten korkutucu. Pistte geniş alanlar ve yollar yüzünden çok anlamıyorsunuz ama ara yollarda bu hızlanmayı daha çok hissediyorsunuz. Zaman zaman farkında olmadan hız sınırının çok üstlerine çıktığım anlar oldu. Bunun sebebi otomobilin gerçekten çok ani hızlanması ve bunu diğer süper spor otomobillerden daha az hissettirmesi.
DÖRT TEKERLEKTEN ÇEKİŞLİ
Son dönemde süper spor otomobil üreticileri dört tekerlekten çekişe dönmeye başladı. Audi R8’de kariyerine dört tekerlekten çekişli olarak başladı. R8 V10 Plus modelinde de dört tekerlekten çekiş kullanılmış. Sistem gayet başarılı işliyor. Otomobil genelde bir bütün olarak kayıyor. Sistemi devre dışı bırakırsanız yüksek güç sayesinde istediğiniz gibi driftler yapmanız da mümkün. Ancak otomobili kaydırırken dikkatli olmak lazım. Çok ani ve sert kayıyor. Boş bir anınıza gelirse aracı yolda tutmakta zorlanabilirsiniz.
FARKLILIK ARAYANLARA
Açıkçası R8 bir çok açıdan çok başarılı bir süper spor. İyi yol tutuyor. Şaşılacak derecede hızlı. Tasarımı gayet güzel. Yeni şanzıman çok hızlı vites değiştiriyor. Motor sesi de İtalyan rakipleri kadar olmasa da etkileyici. Süper spor liginden farklı bir otomobile binmek istiyorsanız ideal bir seçenek olabilir.